Yanlış anlaşılmalara sebep olmadan söyleyelim; müzikallerde bir aşk hikayesinin kadın başrolüne hep imrenilir. Güzeller güzeli Maria Tony’e, Christine Daee Raoul’a ve Cosette Marius’a aşık olmasa, o muhteşem hikayeler eksik kalırdı. Ama bu ataerkil senaryoların sizi kandırmasına izin vermeyin. Hanım hanımcık, düzgün ve her an aşık olmaya hazır kadınlar, müzikallerdeki tek model değildir. Aslında son derece girift, güçlü, hırslı ve hatta biraz sorunlu müzikal başrolleri de çift X kromozomu taşıyabiliyor. İşte bunlara birkaç örnek:
Velma Kelly – Chicago
Gerçek hayattaki kadınlara benzemek, müzikal karakterlerinin her hareketinin erdemli olması anlamına gelmiyor. Hatta bazen, tam aksi gibi davranan entrikacı, gerçekçi, aykırı ve son derece göz korkutucu karakterler en sevilenler arasındadır. Aynı kötü şöhretli Velma Kelley gibi.
Eva Peron – Evita
Pek az ana karakter Eva Peron kadar karmaşık ve hırslıdır. Devamlı baskı gördüğü yönetici sınıfa katılmak için sosyo-kültürel basamakları büyük bir doyumsuzlukla tırmanan ve bu sırada romantik ilişkilerini araç olarak kullanan Evita’nın, kimsenin arkasından ağlamasına ihtiyacı yoktur.
Momma Rose – Gypsy
Zamanının belki de en ikonik kadın başrol karakteri olan ve tüm zamanların en karmaşık müzikal karakterlerinden biri olan Momma Rose’un kendine has karakteri, yüzyıllarca psikolojik araştırma konusu olabilir. Üstelik, söylediği bir şarkıyı tamamen krepler üzerine kurgulayan bu karakter, insanların en gerçekçi ve temel arzularından birine dikkat çekiyor: lezzetli yemek.
Elpheba – Wicked
Müzikal tiyatro üzerine bir liste yapılır da, tüm zamanların en sevilen cadısına yer verilmez mi? Elpheba’nın farkedilmek için duyduğu özlem ve içindeki iyi-kötü savaşında devamlı çırpınması, tüm yaşlardan ve arka planlardan insanların içlerindeki yeşil cadıyla empati kurmasının en büyük nedenlerinden.
Cathy Hiatt – The Last Five Years
Listedeki diğer kadınlar kadar cesur ve tartışmalı bir karakter olmasa da, Cathy en azından bir mansiyon ödülü hak eder. Karşınızda, bir müzikalin yarısını tek başına omuzlayan ve aşk denen dönme dolabı gerçekçi bir şekilde anlatan bir kadın. Bu yüzden Cathy Hiatt’ı da saygıyla anıyoruz.
Maureen Johnson – Rent
Yalnızca kendi adını taşıyan bir Tango’ya sahip olmak yeterince büyük bir meziyet değilse, Maureen aynı zamanda bir erotik performans sanatçısı, aktivist ve hem kadın hem erkekler için sadakatsiz bir sevgili. Hayatta kalmanın yanı sıra, New York’taki diğer birçok zorlukla boğuşan inanılmaz bir kadın.
Elle Woods – Legally Blonde
Elle Woods, metalaştırılan ve hakir görülen tüm kadınların sesi. İster kariyeri yüzünden küçümsenmiş olsun, ister görünüşü yüzünden. Pembe giy, modayı takip et, avukat ol, hayatta seni ne mutlu ediyorsa onu yap. Kendini, kendi mutluluğu için donatmış bu kadın, başarılı bir örnek teşkil ediyor.
Aida – Aida
Aida, bir prensesin kalede kurtarılmayı beklemekten başka şeyler de yapabileceğinin somut örneği. Aida’nın öncelikli hedefi, halkını kurtarmaktır ve bunun için beklenmeyen bir engel teşkil eden Radames ile mücadele eder. Sonunda bir araya gelmeleri, Aida’nın kendi bütünlüğünü ayakta tutma ihtiyacından doğar.
Tracy Turnblad – Hairspray
Karizmatik, sadık ve kararlı. Tracy’den daha asil bir karakter var mıdır bilinmez ama en azından Tracy saçlarıyla onları geride bırakır. Tracy asla kendi doğrularını veya hedeflerini sorgulamaz. Aksine, çevresindekilerin mizacını sorgular ve gelişmesine vesile olur.
Schuyler Sisters – Hamilton: An American Musical
Başka söze gerek var mı?
Kaynak:
Comentários