Banliyöde yaşayan bir anne olan Diana Goodman evden çıkma yasağına karşı koyan oğlunu beklemek için gece geç saatte ayaktadır. Bir yandan da kaygılı ve çalışmaktan bitap düşmüş kızı Natalie’yi rahatlatmaya çalışmaktadır.  Bu sonuçsuz girişimin ardından kocasıyla sevişeceğini söyleyerek çıkar, kalktığında ailesini yeni bir güne hazırlamaya yardım etmeye başlar ( “Just Another Day” ). Ama öğle yemeği hazırlığı garip bir hal almaya başlar sandviçler masada, tezgahta ve yerde her yerdedir… Dan karısına yardım etmeye çalışır.

Natalie okul servisini yakalamak için evden çıkar ve okulda piyano odasına kendini atar. Piyano çalmak onun için bir kaçış gibidir (“Everything Else”).  Buradaki çalışması onu çalarken dinlemeyi seven ve ondan hoşlanan Henry tarafından bölünür.
 

Sonraki haftalarda Diana doktoruna bir dizi ziyarette bulunur. Diana içerideyken Dan da arabada bekler ve kendi depresyonuyla nasıl başa çıkacağını sorgular. ("Who's Crazy/My Psychopharmacologist and I"). Bu sırada ortaya çıkar ki Diana’da bipolar bozukluk vardır ve bu halüsinasyonlarla birleşmiştir. Doktor Fine, Diana’nın akli dengesinin yerine geldiğini görene kadar sürecek bir ilaç tedavisine başlar.

Natalie ve Henry arasındaki yakınlaşma ilerlemiştir. Henry Natalie’ye aşkını ilan eder (“Perfect for You”) ilk kez öpüşürler. Diana bu ana şahit olur ve Natalie’nin büyüyüşünün çoğunu nasıl kaçırdığını düşünür. (“I Miss the Mountains”). İlaç tedavisi sürmesine rağmen oğlunun cesaretlendirmesiyle ilaçlarını bırakır.

Bir kaç hafta sonrasıdır, Dan ailesiyle akşam yemeğini iple çekmektedir (“It’s Gonna Be Good”) ama yemek sırasında Diana’nın elinde bir pastayla oğluna “İyi ki doğdun” şarkısını söyleyerek içeri girer ve Dan ve Natalie neye uğradıklarını şaşırırlar. Dan Diana’ya oğullarının burada olmadığını yıllar önce öldüğünü açıklamaya, hatırlatmaya çalışır (“He’s Not Here”). Natalie öfkeyle çıkıp gider. Dan Diana’yı tekrar doktora gitmek için ikna etmeye çalışır ama Diana istemez. Dan Diana’nın fikrini değiştirmek için ona dil dökmeye başlar, bu sırada oğulları da onlara katılır, Diana’nın kafasındadır (“You Don’t Know / I’m the One).

Natalie tüm bu olanlar üzerine öfkesini Henry’den çıkarır. Sonrasında Diana da Natalie’den özür dilemeye çalışsa da Natalie Kabul etmez. Erkek kardeşinin bakışları ve alayları altındadır (“Superboy and the Invisible Girl”).
 

Bir kaç gün sonra Diana Doktor Madden’la görüşmeye başlar. Görüşme esnasında beliren oğlu varlığının gerçek olduğunu iddia eder. (I’m Alive) Dan ve Natalie bu doktor seanslarının gerçekten etkili olduğundan şüphelidir ama Doktor Madden hipnoz yöntemiyle Diana’nın bu travmanın köklerini keşfetmesine yardımcı olacağını savunur (“Make Up Your Mind / Catch Me I’m Falling”). Sonunda Diana da artık oğlunun gitmesine izin vermesi gerektiğine inanır. Eve gelip oğlunun eşyalarını evden çıkarmaya başlar bir müzik kutusu bulması onun durdurur (“I Dream a Dance”). Oğlu belirir ve dans etmeye başlarlar, onu kendisiyle olmaya davet eder (“There’s a World”). Diana da kabul eder ve kendini öldürmeye çalışır.
 

Diana bileklerini kesmiştir ve hastanede sakinleştirilmiş şekilde yatmaktayken Doktor Madden da Dan’e ECT tedavisinden bahsetmektedir. Bunun ilaca karşı dirençli, intihara meyilli hastalarda uygulanan standart bir prosedür olduğunu  anlatmaktadır. Dan eve gelir ve ne yapmaya karar verdiğini anlatır (“I’ve Been”). Sonraki gün, Diana Doktor Madden’a tepki gösterir ve önerdiği tedaviyi reddeder (“Didn’t I See This Movie?”). Fakat sonrasında Dan gelir ve bu tedavinin belki de son umutları olduğuna onu ikna eder (“A Light In the Dark”).